top of page

Depresyon Tipleri

Güncelleme tarihi: 2 Nis

Depresyon diğer ruhsal bozukluklara göre daha heterojen bir yapıdadır, ortaya çıkış nedeni semptomların dağılımı kişiden kişiye çok farklı şekilde olabilir. Çevremizde depresyon tanısı alan ama benzer semptomlar göstermelerine rağmen birbirinden çok farklı yaşantıları olan insanlara denk gelebiliriz. Depresyonu sınıflandırmak bu sebeple pek mümkün olmamıştır fakat psikodinamik kuramcılar günlük yaşam olaylarından yola çıkarak depresyonu iki farklı şekilde ayırmışlardır, yaptıkları ayrım daha sonra diğer kuramcılar örneğin bilişsel davranışçı kuramcılar tarafından yapılan çalışmalarda da desteklenmiştir. Psikodinamik kuramcılara göre ilki daha çocukluk dönemi ile bağlantılı anaklitik ya da bağımlı depresif kişilere ait depresyon, ikinci olarak süperego ile bağlantılı içe dönük ya da özeleştirel depresif kişilere ait depresyon olarak ayrılmaktadır. (Blatt, 2015).

Anaklitik depresif kişiler genellikle yalnızlık, çaresizlik ya da zayıflık duyguları yaşarlar yine bu duygularla ilişkili sevilme, bakılma ve korunmaya yönelik derin ve tatmin edilmemiş özlemlere sahiptirler. Kronik şekilde terk edilme, korunmasız ve bakımsız kalma korkuları vardır. Yaşadıkları bu duygu ve korkulardan ötürü başkalarına değer verirken onlardan gelecek yakın ilgi, rahatlık ve doyumu gözetirler. Başkalarından ayrılma ve kişilerarası kayıp, önemli ölçüde kaygı, korku ve endişe yaratır, böyle olaylara genellikle inkar ve/veya alternatif memnuniyet ve destek kaynakları için umutsuz bir arayış içinde olarak tepki verirler. Depresyon genellikle nesne kaybıyla tetiklenir. Depresyonlarını sıklıkla somatik şikayetlerle ifade ederler yorgunluk, ağrı gibi ve sıklıkla doktorlar da dahil olmak üzere başkalarının bakımını ve ilgisini ararlar. (Blatt, 2015).

Anaklitik depresyon ayrıca kendi içinde ikiye ayrılabilir, boyun eğen(submissive) ve muhtaç (needy) olarak. Boyun eğen depresif kişiler, başkalarından onay almak için daha sevecen, arkadaş canlısı şekilde davranırlar, yoğun umutsuzluk ve çaresizlik duygusu yaşarlar, mutluluk getirecek her şeyin yol olduğuna ve kendi benliklerinin kötü, zarar görmüş olduğuna dair inançları vardır, kendi ihtiyaçları için endişe duymazlar, başkalarından şüphe duyma ve zarar görmeyi, aldatılmayı veya ihanete uğramayı bekleme eğiliminde olabilirler.

Muhtaç depresif kişiler ise reddedilme ve terk edilmekten korktukları için muhtaç ve bağımlı olma eğilimindedirler, hızlı ve yoğun şekilde bağlanırlar, başkalarını idealleştirirler, zarar görebilecekleri uygunsuz ortak ya da partnerler seçebilirler, yanlış anlaşıldığını düşünme ya da mağdur edildiğini hissetme eğilimine de sahiptirler (Rost ve ark., 2019)
İçe dönük ya da özeleştirel depresif kişiler genellikle değersizlik, aşağılık, başarısızlık ve suçluluk duyguları yaşarlar. Kendi davranışlarını ve hareketlerini sürekli olarak sorgulama, eleştirme ve değerlendirme eğilimindedirler ve bu süreçleri sırasında başkalarının onayını kaybetme ve başkaları tarafından eleştirilme korkusu yaşarlar. Aşırı başarı ve mükemmellik için çok çalışırlar, kendilerine fazla yük bindirirler, fazlaca rekabetçilerdir ve kendilerinden yoğun taleplerde bulunurlar. Onay ve tanınma elde etmek ve bunu sürdürmek için aşırı telafiyi kullanabilirler yani abartılı girişimlerde bulunabilirler örneğin grup projelerinde en zor görevi almak gibi, başarılı olmak için güçlü bir ihtiyaç duyarlar. Başkaları tarafından eleştirilmekten, kusurlu görünmekten ve aşağılanmaktan kaçınırlar ve bununla ilişkili olabilecek şekilde başkalarının ve kendilerine yaptıkları eleştiri, inceleme ve yargılarına karşı son derece savunmasızlardır. (Blatt, 2015).

İçe dönük depresyon ilgisiz(dismissive) ve özeleştirel (self-critical) olarak ikiye ayrılabilir. İlgisiz depresyona sahip kişiler insan ilişkilerine çok az ihtiyaç duyarlar, arkadaşları çok azdır ya da yoktur, başkalarının ihtiyaçları için çok az empati ve endişe gösterirler. Bu kişiler fazlaca küçümseyici ve eleştirel olabilirler ayrıca başkalarını suçlama eğiliminde de olabilirler ve bu yüzden çatışmacı ve muhalif tavırlar gösterebilirler. Kendilerini yetkili ve ayrıcalıklı hissederler ve abartılı biçimde kendilerini önemseme duygularına sahiptirler.

Özeleştirel depresyona sahip kişiler ise kendilerini yetersiz ve aşağı hissederler ama dışarıya karşı kendilerini güçlü ve kontrollü şekilde yansıtırlar, rahatlık ve bakım ihtiyaçlarını sıklıkla inkar ederler ancak koruma ve bakım sağlayan ilişkiler ararlar. İşlerine kendilerini adarlar, üretkendirler. Kendilerini son derece eleştirirler ve sürekli kendilerinden mükemmel olmasını beklerler. Gurur, zevk ya da sevinç yaşamakta zorlanırlar (Rost ve ark.,2019).
Bu dört depresyon alt tipine ait karakterize özellikleri belirli zaman ve durumlarda pek çok insan deneyimleyebilir, bu o insanı depresyon tanısı aldırmaz. Tanı için bu özelliklerin kişide artık bariz bir işlevsizliğe yol açması ve depresyona ait diğer semptomların (uyku da bozulma, hayattan zevk alamama, umutsuzluk vb.) varlığı da gözlenmelidir.
59 görüntüleme0 yorum
bottom of page